30 Temmuz 2009 Perşembe

Mama kavonozlarından şamdana



Merhaba,

Evet nihayet kullandığım iznin sonuna geliyorum. Yarın işbaşı, uzun bir aradan sonra. Bu arada bir sürü projem yarım yarım devam etti. Ama birkaç tanesi de tamamlandı ve fotoğraflanmayı bekliyor.
Bunların içinde beni en heyecanlandıran bu mama kavonozlarından şamdana dönüşüm projesi tamamlandı.
Çok uzun süredir aklımdaydı bunu yapmak. Bu sitede ( http://blog.ecologue.com/2009/05/19/crafty-recycling-outdoor-chandeliers/ ) gördüğümden beri ama bir türlü olmadı. Derken kavonozları boyadım bitirdim ama devamı gelemedi bir türlü. Hatta dayanamadım bloğumda yayınladım bile...(http://naz11-iz.blogspot.com/2009/07/kavonozlarm-henuz-proses-halindeler.htmliz.blogspot.com/2009/07/kavonozlarm-henuz-proses-halindeler.htmliz.blogspot.com/2009/07/kavonozlarm-henuz-proses-halindeler.html)
Kavonozların çevresine telden halkalar yaptım, zor zar. Pek pense kullanmışlığım yoktur. Ama bunları nereye asacağımı bilemedim. Aynı telden bir kaç kat bir arada kıvırarak halka haline getireyim dedim. O kadar eciş bücüş oldu ki gören burun kıvırdı.
Ben de bir demirci buldum. İki tane halka için 50tl istemez mi? Bu paraya dünya kadar tealight alırım ben. Hem nerede kaldı bunun geri dönüşüm projesi olma durumları.
Kara kara düşünürken bir gün iş dönüşü annemin bahçesinin girişinde ağaca asılı boş çiçekliği gördüm, kafamda bir ışık yandı. Neyse ki kimse “yok olmaz” demedi. Bende renk uyumu için onu bir güzel sprey boya ile boyadım. Sonra daha ince teller ile de kavonuzları birleştirdim.
İçine mumları koyunca karanlıkta çok hoş renkli ışıklar saçılıyor ortama. Ama annemin bahçesinde geceleri genelde hep beraber oturup kimi bilgisayar, kimi bulmaca takılırken tabi daha fazla ışık gerekiyor. Ama olsun, ben arada sırada tüm diğer ışıkları kapatıp eserimi seyrediyorum.
Aynısından bir tane daha yapacağım, bir arkadaşımın verandası için. Aslında onunda kavonozları hazır ama neye monte edeceğimi henüz bilmiyorum.
Fotoğrafları çekerken de zorlandım. Hem gündü hem gece çektim. Flaş ile veya flaş kullanmadan ayrı ayrı görüntüler elde ettim. Hafif bir rüzgar ile hareketlendikleri için fotoğraflar flaş olmadan bulanık görünüyordu.
Umarım beğenirsiniz, evdekiler çok beğendi. Romantik ortamlara daha hoş giderdi ama.....




30.07.2009 - Fulya

29 Temmuz 2009 Çarşamba

Fiyasko



Hep beğenerek bitirdiğim projelerimi mi ekleyeceğim? Aslında çok heyecanla başladığım ve sonucu tam bir fiyasko olan bir çalışmamı da eklemek istiyorum.
İstiyorum, çünki çok emek verdim...
Ama olmadı. Kafamdaki resim çıkmadı ortaya işte.
Bu aslında hani posta amaçlı kullanılan kutulardan biri idi. Ofiste taşınma sırasında öylece yere atılmış, çöpe gitmeyi bekliyordu ki ben görüp el attım. Ofistekiler de dalga geçtiler benimle, ne yapacaksın diye ama bırakmadım inatla. Hani yaşım biraz daha az ilerlemiş olsa çöp kutularındaki çöpleri göstereceklerdi belki işine yarar diye ama sadece bıyık altından gülmsemekle yetindiler.
Her neyse efendim, gördüğünüz gibi kendileri biraz kirli, biraz karalanmış vs. idi. Ben inatla onu yoğurt kovaları ile beraber beyaza boyadım, kat kat. Kaç kat olduğunu bende unuttum. Tamam bu beyaz oldu dediğim noktada da çok sevdiğim ve kendi kestiğim stencil şablonumu kullanarak açık renklerle desen verecektim. Öyle de başladım. Ama sonuç çok kötü oldu. Efendim bunun pek çok nedeni var. Sıralamam gerekse:
1-) Stencil şablonu çok iri desenli idi ve yüzey düz değildi. Bu şablonuda yapışkanla sabitleyemediğimden sürekli kaydı.
2-) Şablonu çok sevdiğim için (dedim ya kendim kesip hazırlamıştım) geçmişte çok kullanmıştım. Yıprandığı için ilk kullanımdan sonra bozulup, yer yer parçalanmaya başladı.
3) Renk seçimim çok başarısız oldu. Zemin beyaz sırıttı, üstteki renklerde çok ilgisizdi.
Neyse daha bir sürü neden sıralanabilir ama sonuç ortada işte. Dün geçe saat 3:00 idi neredeyse yattığımda ve zamanımın büyük bölümünü de bu başarısız projeye adamıştım.
Neylersin.....................

29.07.2009 - Fulya

Fotoğraf Kutusu



Bir süredir sağlık problemleri nedeni ile evde olunca ve eşimin seyehati nedeni ile annemde kalmaya başlayınca bir sürü projeye de başladım. Şimdi yavaş yavaş onlar sonlanıyor.
Bugün birkaç tanesinin fotoğraflarını çektim ama bazıları pek de başarılı çıkmamış. Yarın tekrar denemeliyim.
Bu fotoğraf kutusuna başlarken kafamda bambaşka bir fotoğraf vardı. Bir arkadaşımın düğün davetiyesindeki özel bir kağıdı kullanacaktım bu açık renk zemine. Ama dalıp gidip tamamını peçete ile kaplayıp, düz alan bırakmayı unutunca yaptıklarımı sökmeye üşendim ve bilin bakalım ne oldu?
Daha önce başka bir proje için kestiğim peçete desenlerini kullanmaya karar verdim. Kutunun içini de 10marifetten öğrendiğim gibi peçete ile kapladım. Sonra boncuklu boya ile tamamladım. Kutunun kenarlarına biraz eskitme ypıp sprey vernik ile vernikledim.
Kullandığım vernik parlak bir vernik olunca fotoğraflar parlamış biraz ama fotoğrafçılık kariyerinden vazgeçeli çok oldu. Bir türlü başaramıyorum.
Belki yarınki denemelerim daha başarılı sonuç verebilir, kim bilebilir?
Bu kutuyu ne yapacağımı henüz bilemiyorum, bakalım kime kısmet? Belki çocukların dediğini dinleyip biraz da evde kullanmaya başlamalıyım.

29.07.2009 - Fulya

25 Temmuz 2009 Cumartesi

Çay Kutusu





Merhaba,
Yeni çalışmalarım tamamlanmadığı için bir yandan da ulaşabildiğim eski çalışmalarımı bloğuma eklemeye devam ediyorum. Eşim seyehatte olduğu için çocuklarla beraber annemde kalıyor olmam da işimi kolaylaştırıyor.
Bu da kardeşim için yaptığım çay kutusu. Hani şu içi bölmeli olup da poşet çaylar için olan kutulardan. Gerçi şu anda kendileri ıvır zıvır bir sürü şeyi toplamak için kullanılıyor mutfakta ama orjinal amaç, çay poşetlerine ev sahipliği yapmaktı.
Krem rengi zemin üzerine yeşil ve kırmızı tonları ile ekose çalışmışım. Maskelemeler yapmak gerekiyor bu çalışmalarda ve hep nedense çok kolay bozulabiliyorlar. Ardından altın rengi ile tamamladım ekose görüntüsünü.
Oldukça önce yaptığım bu çalışmada tam hatırlamasam da yılbaşı için kullanılan temalardan esinlendiğimi sanıyorum. Renkler ve sonra o yapraklar hepsi bana bunları çağrıştırdı şimdi.
Karelerin ortalarına altın rengi ile stencil yapraklar konuldu.Böylece kapak tamamlandı.
Yan yüzeylerde boş kalan alanları doldurmak için yine aynı yapraklar bu sefer yeşil ve altın rengi bir arada kullanılarak hazırlandı. En sonun da da kenarlara eskitme yapıldı, ardından da vernikleme işlemi.
Bu çalışma nedense bana fazla hitap eden bir çalışma olmadı. Muhtemelen fazla klasik, hem renkleri hem de deseni .... Ama çevremde en çok beğenilen çalışmalarımdan biri olmuştu zamanında. Oysa ben daha canlı renkeler ve desenler çalışmayı seviyorum. Yine de bunu ben yaptım ve bence de güzel.

25.7.2009 - Fulya

24 Temmuz 2009 Cuma

Bitti Nihayet



Bazen bazı projelerin tamamlanması nedense gerekenden çooook daha uzun zaman alıyor.
İşte bu da onlara bir örnek.
Ahşap malzemeyi alalı yıllar oldu. Anneme yapacaktım. Banyosunda yedek tuvalet kağıtlarını dekoratif bir şekilde koyabilmesi için. Sonra annem ev değiştirdi. Bu 3. yıl sanırım. Daha bir heyecanlandım. Çünki evde banyo tuvalet sayısı toplam 3 adet oldu. Eh daha fazla bir kullanım alanı. Geçen eylül ayı idi sanırım. Kapanan balkonumu kendime özel stüdyo ilan edince bir şevk ile başladım ve zemin boyasını tamamladım.
Annemin banyoları beyaz ve mavi tonlarında olduğu için beyaz üzerine mermer doku çalışması yaptım. Ama sonrası bir türlü gelemedi. Taki geçen hafta izin kullanana kadar. Artık evi boşaltma vakti yaklaştığına göre önceliği yarım projelere verdim. Bunu dekopaj ile tamamladım. Dekope edeceğim kelebekler az olduğundan eksik kalanı da peçeteler ile tamamaladım.
Bunları yaparımda sonrasında boyutlu boya kullanmadan olur mu? Olmaz tabiki. Onu da kullanınca işlem tamamlandı. En azından verniğe hazırdı.
Parlak sprey vernikler baktım çok pahalı bende sıvısını kullanayım istedim. Bir kat attım ama vernik kurumuyor nedense? Acaba havadaki nem ve sıcak mı diye düşünürken ikinci katı da attım. Değişen bir şey yok. Üstünden bir kaç gün geçmesine rağmen ellediğimde bir yapışkanlık. Sonra kapağıda yapışıp kalıyor. Baktım olmayacak bir kat da sprey vernik attım, yarı mat olanlarından. Bu problemimi çözdü. Ama nedenini bir türlü anlamadım.
Annem çok beğendi. Banyo veya tuvalet için fazla şık buldu. Hatta farklı yerlere koymayı önerdi ama “tuvalet kağıtlarının oralarda ne işi var anne” dedim. Hala antrede boş olarak kullanılmayı bekliyor.

24.07.2009 – Fulya

Kavonozlarım –henüz proses halindeler







Merhaba,
Bu beni heyecanlandıran uzun zamandır aklımda olan bir proje. Evet henüz tamamlanmadı ama bunu buraya eklemezsam çatlayacağım. Bu nedenle sonunda ne olacaklarını söylemesem de (süpriz olsun) şimdilik neler yaptığımı anlatayım ve paylaşayım istedim.
Bu geri dönüşüm projelerinden biri. Minik yeğenin (ki kendileri Defne Hanım oluyor) mama kavonozları idiler. Benim elime düşünce onları bir güzel boyadım. Önce elle serbest kontür çektim. Onlar kuruduktan sonra da elimdeki vitray boyaları ile bir güzel renklendirdim. Bu renklere bayılıyorum. Belki başka renklerde kullanabilirdim ama amaç taşınma öncesi mevcut çöplerimi (kocamın deyimi ile) azaltmak olunca bunlarla yetindim. Sonra da bir güzel fırınladım, boyanın üzerinde öyle yapmam gerektiği yazıyordu.
Görüntüleri bence çok hoş. Annemin mutfağında mini dondurucunun üzerinde tepside duruyorlar ve ben onları gördükçe mutlu oluyorum. Ama tabi böyle kalmayacaklar. (En azından ben öyle umuyorum) Şu sağlık problemlerimi bir halledeyim ilk önce bunlara el atacağım. Çünkü merakla bekliyorum sonucu ve bir an evvel kullanıyor olmayı. Sizce bunlar ne olacak, bir fikriniz var mı?
En geç önümüzdeki hafta son şekillerini alıp bu sayfalarda yerlerini alacaklar. O zaman görüşmek üzere.

24.07.2009 – Fulya




20 Temmuz 2009 Pazartesi

Yarım projelerim

Bugün tatilden sonraki ilk gün.
Bir sürü işe rağmen zor geçiyor.
Geçen haftanın getirdiği rahatlama hala üstümde. Gerçi fazla da sürmez ama...

Çok hoş bir hafta oldu. Çocuklarımla beraber ve evde el işlerimle haşır neşir olarak.
Bir sürü kafamdaki proje yol aldı, henüz hepsi tamamlanmasa da...
Yenilerine başlamadan bunları tamamlamalıyım önce.

Verniklenmeyi bekleyen tepsilerim var. Sonra bir fotoğraf kutum aynı şekilde. Bir başka tepsim var varak kaplanmış sonraki adımı bekliyor. Sonra bir adet de çanta var ortada, sapları takılacak ve hazırlanan süsler monte edilece, tabi astarlanırsa sonuç daha başarılı olacak. Bir de desenleri hazır olan duvar süsü olarak kullanılmasını planladığım tabaklarım var.

Ah tabi tealigth olarak hazırladığım kavonozlarımı unutmamalıyım. Son montajlarını bekliyorlar. En çok bunlar için heyecanlanıyorum. Sonuç güzel olacak sanırım.

Tamamlanan ise tek bir boyamam var. Neredeyse bir yıldır zemin boyaması yapılmış olarak bekleyen bu ahşap malzemenin de fotoğraflanmasını tamamlayıp en kısa sürede eklemeliyim buraya.

Elimde bir kaç tane daha ahşap malzeme var tamamlanmayı bekleyen. Yukarıdakiler bitince bunlara başlayacağım. Sonrasında ise biraz geri dönüşüm projelerine ağırlık vermek istiyorum yeni malzemeler alarak çalışmaktan çok...

Bunları düşünüp, planlamak bile beni mutlu ediyor. Sanırım emeklilik vakti gelmiş gerçekten. Oysa bir anne olarak beni oldukça zor bir dönem bekliyor Eylül ayı ve sonrasında....

20.07.2009 – Salıpazarı

19 Temmuz 2009 Pazar

Bir anahtarlık daha (annemdeki)



Bu da anneme yaptığım anahtarlık. Aslında çok kullanışlı. İçine anahtarları asıyorsunuz


önündeki cebi ise posta vs. İçin kullanabiliyorsunuz. Uzun zaman oldu ama hala duvara asamadılar. Galiba bu konuda bir el atmak gerekiyor ama kısmet....

Bu anahtarlıktaki desenin şablonunu kullanırken başkalarını görmüştüm. Sonra ben de uygulamaya çalıştım. Sonuç bence sevimli ama bugün yapıyor olsam farklı bir zemin yapardım örneğin. Yine de bu çalışmamı seviyorum.

19.07.2009 - Gayrettepe

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Kapıdaki Gazetelik


Annemin beyaz lake kapısına bir gazetelik yapmak istedim. Ama dümdüz beyaz bir zemin beni tatmin etmeyince elimdeki krem rengi boyayı beyaz ile daha bir açarak ikinci renk olarak kullandım ve böylece ahşap görüntüsü verdim.

Sonrada dekopaj yaptım. Bir hobi dergisi ile vermişlerdi bu deseni, canlı renkleri ile çok hoşuma gitmişti.Acto bıçak ile kurdele detaylarını da çıkarmayı başardım. Desenin aralarında zeminin görünüyor olması hoşuma gidiyor.En son boyutlu boya ile tamamladım ve tabi verniklemek gerekti.

Annem ve kardeşim çok beğendi. Sonra komşularından da olumlu tepkiler geldi.Neredeyse 1 yıl oluyor bunu yapalı.Ama hala kendi evimin kapısında bir tane yok. Birgün yapacağım inşallah.

15.07.2009 - Gayrettepe

10 Temmuz 2009 Cuma

Zor

Bugün zor bir gün.
Çok çok zor..................
Boğulduğumu hissediyorum, nefes alamadığımı, kalbimin sıkıştığını...
Bu da geçecek.

10.07.2009 - Salıpazarı

5 Temmuz 2009 Pazar

Anı Kumbarası

























Merhaba,

Dün 4 Temmuz idi. Sevgili kocamın doğum günü. Ama bu yıl doğum gününü yeğeni ile paylaştı. Defne bebek de bir yaşına bastı.
Okadar sevimli idi ki. Müzikle birlikte poposunu oturuğu yerden sağa sola salla sallaması, kollarını kuş kanası gibi çırparak ritim tutması görülmeye değerdi.
Ona ilk yaş günü için bir hediye hazırlamak istedim. Çalışan bir anne olarak hiç bir zaman tutamadığım bebek günlükleri almıştım. Ama onları dolduramadığım için çocuklarıma ait bir dolu hoş ayrıntı unutuldu gitti.
Bir ara internette bir yazı okumuştum. Çocukları ile ilgili minik minik kağıtlara yazdığı anılarını bir kavonozda topluyordu bayan. Canının sıkkın olduğu anlarda oradan çekerek okuyordu yazdıkları. Her bir kağıtla nasıl sıkıntılarından kurtulduğunu anlatıyordu. Ben de ne güzel diye düşünmüştüm. Belli bir format, ortam olmadan yaşadıklarını kağıda dök ve biriktir. Çok daha kolay, uygulanası bir fikir.
İşte bunun için bir anı kumbarası yapmak istedim. Çalışan eltimin benim gibi kaçırmaması için keyifli anıları bu fikri verebilmek istedim. Tabi bu sonuçta bir kutu ne amaçla isterlerse öyle kullansınlar, güle güle iyi günlerde...
Yapılışı ise biraz zaman aldı. Önce krem rengine boyadım kutunun dış yüzeyini. Sonra iki kat boya çatlatma sıvısından sürdüm ve bu nemli, sıcak İstanbul günlerinde kurumasını bekledim.
Amacım deniz, gökyüzü ve yeşillikleri ile rengarenk, cıvıl cıvıl bir kutu hazırlamaktı. Buna uygun olarak yeşil ve mavi renk ağırlıklı boyalarımı kullandım. Geçişler ve ağaç için kahverengi ile boyadım. Bu arada boya henüz kurumadan bulut ve denizde dalgalanmalar yaptım. Çatlama bitip boya kuruduktan sonra da diğer ayrıntıları tabiki. Çiçekler, çimenler ağaç dalları vs. Bu arada peçeteden kesip çıkarttığım uzun uzun yaprakları da yapıştırdım. En az 7-8 yıldır evde kullanılmayı bekleyen ve hazır aldığım süslerden çilekler, kuşlar, güneş, yelkenli, uçutma, ayıcıklar vs. ne bulduysam yapıştırdım. Böylece kutum cıvıl cıvıl hale geldi.
En son olarak vernik atmak istedinm. Ama baktım sıvı vernik problem oluyor ben de sprey vernik kullandım.
Sonuç görenlerin hoşuna gitti. Hatta oğlum sadece çatlama solüsyonu üzerine boya sürdüğüm halini görünce ilk tepkisi: “anne bazen ben senin yaptıklarını çok beğenmesemde beğendim diyorum” şeklindeydi. Bitince kutuyu vermek istemedi, “benim olsun” dedi. Ama sonuçta götürüp kendisi hediye olarak verdi.




05.07.2009 - Fulya




4 Temmuz 2009 Cumartesi

Kutu kaplama



Sitelerde görüyorum hep. Kutuları kaplıyorlar, boyuyorlar falan. Ben bayılıyorum onları gördükçe.

Daha önce denemişliğimde vardı aslında, duvar kağıtlarından ama sanırım yapıştırıcı hatası, pek ben başarılı olamamıştım. Gerçi gören arkadaşlarım beğenmişlerdi ya belki de beni kırmak istemediler.

Neyse geçen gün yaptığım şişeleri arkadaşıma götürmek isteyince şöyle şık bir kutu olsa dedim kendime.

Önce yapışkan folyolu kağıtla denedim ama alttaki renkleri gösterince vazgeçtim. Kumaşa da cesaret edemeyince kağıtla kaplamaya karar verdim.

Biraz ilerleyince baktım uhu ile olmayacak, vazgeçmek yerine sıcak silikon ile denedim. Bu sefer daha başarılı idi. Gerçi hatalarım oldu ama yine de ilk denemem.

Alt tabanını sağlamlaştırmak için ayrıca bir karton ekledim içine. Dışına yapıştıramadığım yapışkanlı folyo ile de içini kapladım. Sonrada bir kına gecesinden kalan süsü de kutunun üstüne yapıştırıverdim bir nazar boncuğu ile birlikte.

Şişelerin birbirine çarpmasını önleme için evimde biriktirdiği çöplerden(!) olan ve bir çiçekten artan konfetileri kutunun içine koydum.

İşte sonuç.








3 Temmuz 2009 Cuma

Yenilenen Şişeler



Bu şişeleri bir arkadaşım verdi bana. Uzun zamandır atmaya kıyamadığı, ancak çok sade olan şişeleri biraz süslememi rica etti.

İlk aklıma gelen minik papatyalarla süslemek oldu. Ama sonra biraz düşününce o kadar küçük papatyaları elle çalışmak riskli geldi. Derken Hollanda’dan getirdiğim çini deseni benzeri kağıtlar geldi aklıma. Onları sarartıp yapıştırdım. Renkler tamamdı ama desen çok büyük durdu şişelerin üzerinde. Öylece koydum televizyonumun üstüne, aylarca gidip gelip bunlar olmadı dedim kendikendime.
Hatta arkadaşım şişelerden ümidini bile kesmişti artık. Ama içime sinmeyince de olmuyor. Elim tamamlamaya gitmiyor bir türlü.

Neyse arkadaşımı bu krizde işten çıkardılar. Geçenlerde onuy ziyarete gidecektim, bir heves üzerine yapıştırdıklarımı çıkardım, sonra varak desenli bu çıkartmaları bulup, aldım ve yapıştırdım. Ben sonuçtan çok memnundum ama kardeşim şişelerin üst kısmı çok boş diyince oralara da el atmak gerekti.

Bir yerlerden çıkarıp, sakladığım kurdaleler ile boncukları yapıştırıverdim. Saklarken bunlar çöp gibi görünse de bazen gerçekten işe yarayabiliyorlar. En son bir kat sprey vernik attım. Ama parlak vernik olmadığı için yarı mat bir vernik kullandım. Keşke parlak olsaydı.

İşte şişelerim hazır. Arkadaşım inanamadı artık umudunu kestiği şişeleri görünce. Bu arada sunum için yaptığım düzenlemeyi de ayrıca anlatacağım.

03.07.2009 _ Salıpazarı

2 Temmuz 2009 Perşembe

Çeşitli konular kısa kısa

Merhaba,

Kızım seyehate çıkalı 7 gün oldu. Daha 14 gün var dönmesine ve ben şimdiden onu çok özledim. Umarım keyifli devam eder bu seyehati ve hep güzel anılarla belleğinde yer alır.

Keşke anlayabilseydi ne kadar şanslı olduğunu. Belki ileride, çok sonra ancak kendisi de anne olunca...

Resimlerini Facebook’da görmek büyük keyif. Şimdiye kadar hiç merak etmediğim bu gruba bile girmiş oldum sayesinde.

Yoğun, keyifsiz bir dönem işyerinde. Yeni yönetici ile çalışmaya başlıyor olmanın heyecanı bile yok hiçbirimizde. O kadar motivasyonsuz insan bir araya gelmiş ki... Birbirimizi konuştukça daha fazla dibe çekiyoruz. Bu nedenle konuşmak istemiyorum, duymak da çevrede olanları. Ama zamanımızın okadar fazlasını bu ortamda geçiriyoruz ki , nereye kadar?

Bu arada dün bir yaşıma daha girdim.

02.07.2009 - Salıpazarı