31 Mart 2010 Çarşamba

İkinci puzzle çalışması


Bu da benim yaptığım ikinci puzzle çalışması. İlkini (http://naz11-iz.blogspot.com/2010/03/ilk-buyuk-yap-boz-calsmam.html) bitirince tamam bu iş kolay dedim. O sıralar oğlum da "anne odamı süsleyelim" diye tuttturduğu için onun odasına uygun bir şey alalım istedim.

Bir gün alışveriş merkezinde dolaşırken bunu bulduk. Aslında oğlumu ikna etmem biraz zor oldu. Zira o karikatür vari bir çalışmayı beğendi ama o çok karışık zor olur diye buna ikna ettim. Ettim ama kapaktakşi resimde renkler çok net, birbirinden farklı idi. Kutuyu açınca nekadar flu renkler olduğunu görünce de "eyvah" dedim. Geçen kış bir süre oyalandım ama sonra sıkılıp halısıyla beraber kaldırdım. Ta ki geçen haftalarda aşka gelene kadar. Hergün iş dönüşü 3-5 derken nihayet sonunu gördüm.

Şimdi bunu puzzle yapıştırıcısı ile yapıştırmışta oldum ama çok narin. Oğlumun odasında kullanabilmek için çerçevelenmesi gerekiyor.

Nasıl bir çerçeve kullanmalıyım. Paspartu olmalı mı? Renk ne olmalı? Kararsız kaldım. Bir de çerçeveyi ben yapsam nasıl olur, nasıl birşey yapabilirim gibi sorular da var kafamda.

Sanırım ben netleşene kadar 1-2 hafta daha duvarda yerini alamayacak.


31.03.2010 - Salıpazarı

28 Mart 2010 Pazar

Eskilerden bir tepsi



Herzaman olmuyor. Elime nedense fotoğraf makinasını alamıyorum bir türlü. Ama almışken elime puzzle ile birlikte hergün kullandığım sevgili tepsimi de fotoğraflayıverdim.


Bunu da yıllar önce yapmıştım. Çok da sevdim üstelik sonucu. Uzunca bir süre kullanmaya kıyamadım. Ama benim pek sergileme olanağım ve hevesimde olmadığı için en sonunda kullanmaya başladım. En iyisini de yaptım. Yıllardır kullanırım, her baktığımda hoşuma gider.


Ama artık kenarlar eskimiş. Yenilemek gerek. Yine de emeğime kıyamıyorum.


Bu tepsi de krem rengi zemin üzerine çatlatma solüsyonu sürüp, sonra kurumadan diğer renkler ile deseni yapıyorsun. Ancak hem hızlı hemde dikkatli olmak gerekiyor. Zira aynı yerden ikinci kez fırça ile geçersen boya çatlamıyor.


Zor biraz ama sonuç çok keyifli. Bu tekniği çok sevdim ve bir kaç kez daha kullandım. Malesef onlar durmuyor sadece en son yaptığım anı kumbaram hariç.http://naz11-iz.blogspot.com/2009/07/merhaba-dun-4-temmuz-idi.html. Onun da sadece fotoğtafı var elimde, kendisi Defne Hanımefendinin.

26 Mart 2010 Cuma

İlk büyük Yap -Boz çalışmam


Bu benim geçen kış önceki kış tamamladığım ilk büyük puzzle çalışmam.

Uzun fakat keyifli bir dönem di benim için. Arada bir tek tek konan parçalar... Ancak ikincisini aldıktan sonra göreli olarak kolay bir çalışma olduğunu anlayabildim.

Tamamladıktan sonra bir de baktım ki bir parçayı kaybetmişim, kaldırıp, toplarken. Önce üzüldüm ama sonra kutu üzerinde kayıp parça isteyebileceğimi okudum. Neyse intenet üzerinden talepte de bulundum. Ama sevgili kocam bana güldü. Saf bir şekilde eksik parçayı isteme ona garip geldiği gibi, göndereceklerine de inanmadı.

Aslında aradan 1 aydan fazla zaman geçince bende neredeyse umut kesiyordum ama bir gün bir baktımki İspanya'dan bir zarf içinde parçam gelmiş. Çok mutlu oldum doğrusu.

Uzunca süredir böylece duruyor, Dolabın üzerinde. Evimin dekorasyonuna da pek uymuyor, oğlumun isteği üzerine veremiyorumda. Herhalde birgün birine vereceğim ama ne zaman bakalım.

Şimdi ikincisini yapıyorum. Oldukça zor ve bu nedenle çok da uzun zaman aldı. Ama bu sefer bitince yeri hazır, oğlumun odasının duvarını süslüyor olacak. Yakında....


26.03.2010 - Gayrettepe

18 Mart 2010 Perşembe

Sevgili Sandığım

Bu sandık ahşap boyama kursuna devam ettiğim günlerden kalma. Çok sever ve beğenirim. Halen yatak odamda kullanıyorum. Büyük boyutlarda olmadığı için bazen içine fular bazen ise başka minik eşyalarımı koyarım. Ama her bakrığımda beni mutlu eder. Hani bazı eşyalar vardır sizin için hiç eskimez, modası geçmez buda benim için işte öyle.


Edirnekari dedikleri bir teknikle yaptım bu sandığı. Öncelikle ahşap bir zemin seçtim, sunta değil. Sonra zemini kapatıcı olmayan, transparent dedikleri boya ile boyadım. Bu akşap görüntüsünü vurguluyor, sonuç bece daha başarılı oluyor.

Ardından üzerine seçtiğim deseni kopya kağıdı ile kopyaladım. Sonra da beyaz tutkal ve saten alçı biraz da su ile oluşturduğumuz biraz kıvamlı olan malzeme ile çizilen desenin içini doldurdum. Burada kıvam çok önemli, biraz fazla sıvı bırakırsanız malzeme istediğiniz yerde durmayıp akıyor, kıvamı fazla olunca da fırçadan yüzeye akıtamıyorsunuz.


Ardından desenin içini doldurduğum malzeme iyice kuruyuncaya kadar bekledim ve boyadım. Sonra biraz eskitme ve altın rengi ile yapılan çizgiler, ardından da vernik. İşte sevgili sandığım hazır.

Bu tekniği çok sevdim. Daha sonra başka yerlerde de kullandım ama malesef evde başka örnek kalmamış. Belki bir ara yeni birşeyler yapmalıyım bu teknikle. Biraz zaman alıyor, dikkat ve sabır işi ama sonuç çok keyifli.



18.03.2010 - Esentepe

5 Mart 2010 Cuma

Kızımdan seçmeler



Bunlar da kızımın el emekleri.

İlki benim için yaptığı peçetelik. Aynı renk ve desenlerle kendime bir su bidonu için kab süslemiştim. Gerçi şimdi artık kırıldı ama bu peçetelik kaldı. Kızımın el emeği olduğu için kullanmaya kıyamadım. Boya çatlatma ile zemin hazırlanmış, sonra peçete yapıştırılmış bu çalışmada.

İkinci çalışma ise kızımın okulda yaptığı bir çalışma. Sanırım teknoloji Tasarım dersinde. Ahşap kutuyu boyayıp, yumurta kabuklarından mozaik çalılması yapılmış.Onlar da boyanıp, altın rengi ile eskitilmiş. Ortaya da arkadaşları ilr birlikte çekilen bir fotoğrafı yerleşmiş.

Canım kızım bence çok güzel yapmış, ellerine sağlık.

5 Mart 2010 - Salıpazarı

3 Mart 2010 Çarşamba

Tepsilerim



Bunlar da üst üste tamamlanan tepsilerim. Aslında çok önce başlamıştım bunlara. Hatta okadar önceki yarım kalıp bukadar beklerken oradan oraya atıldıkları için bazı yerleri bozulmuştu. Bu nedenle değişiklikler yapmak zorunda kaldım üzerlerinde.

Yeşil kenarlı tepsinin ortasında çok güzel ayçiçekleri vardı, dekope edilmiş olarak. Ama bozulduğu için peçete ile kaplayıp zemini aynı rengi bulamadığım için kahve rengi boyadım. Sonrada elle serbest desen çalıştım. Keşke daha ince uçlu fırçam olsaydı.

İkinci tepsimi açık renk zemin boyayıp bıtakmışım. Ortasına mum tekniği ile eskitme yapıp kenarlarına da peçete geçtim. Kiremit rengini oldum olası sevmişimdir. Böyle bej ve yeşille karışınca da bence hoş oluyor.

Son olarak boyanın berbat olması nedeni ile yine peçete ile kapattığım kahve rengi tepsim. Üzerine gülleri dekope ettim. Herkesin en beğendiği bu oldu. Çevredeki altın rengi eskitme ve kontür ile klasik bir model. Nedense benim de tercihim hep açık renklerden yana.

İşte böyle yıllara yayılan çalışmalar. Ama hala tamamlanmadılar. Gerçi birer kat verniklesem de tepsilerde en az 3 kat verniği tercih ediyorum. Kullanımları uzun ve problemsiz olmsun diye.
03.03.2010 - Salıpazarı

2 Mart 2010 Salı

Oğlum için bir Manav


Bu aralar fazla bir şey çıkmıyor elimden. Hatta etamin bile yapamıyorum.
Aslında aklımda bir sürü proje var ama bırak onları yapmayı, yapıp bitirdiklerimi bile vernikleyemiyorum. Bir de fotoğraflama işlemine vakit ayıramadım bir süredir.

Aklımdaki kart için hayata geçiremediğim fikirlerin dışında bir tek “Maket Market” ödevini yapabildim. Bu ikinci sınıfa giden oğlumun ödevi idi. Ben de market zor olur, biraz sınırlayayım istdim ve manav yapalım dedim.

İşte sonra başladı işlemler. Kutu kaplandı, manav klübesine döndü. Kutular kaplandı ve tezgah olarak yerlerini aldı. Üzerlerine de şu kaydırmazlardan manavların kullandığı lacivert tonundan örtüler kondu. Kartonlardan kasalar yapıldı. Sonra tuz seramiğinden meyveler, sebzeler yapıldı, boyandı. Bazı meyve ve sebzeler ise sticker olarak alınarak kasalar yerleştirildi.

En son ise oğlum ile Migros turu yapılarak fiyatlar öğrenildi, fiyat etiketleri hazırlandı. Nihayetinde manavın tabelası asıldı.

İşte böylece bir ödevi daha teslim ettim.

02.03.2010 - Esentepe