20 Mayıs 2010 Perşembe

"İyi bir seçim yapmak, sadece hiçbir kötü seçenek mevcut değilken kolaydır." Robert Half

Zor olması gereken bir gece ama nedense öyle değil.
Tamam huzursuzluk var ama, ötesi değil. Belki fırtına öncesi...
Belki de artık aynaya baktığımda o yazıyı benimde göreceğim günlere gebe...
Bir karar gecesi olmak zorunda değil de diye düşündüm ama işte öyle.
Bir sonraki adımı atıp atmamak bir seçenek ise öyle bir gece.
Ama bu adım atılacak. Sonrası işte belirsizlik orada. O nedenle bir karar gecesi değil ama tam arifesi.
İnsana bu noktada bakıp "seçenekler" diye düşünmek komik geliyor. Sanki ayakkabı seçmek yada tatil yerini belirlemek gibi. Oysa 23 yıl var geride, söylerken insanın kanı donuyor. Hani durup hesaplamasam 10-15 der geçerimde, 23 yıl!!! Geçemedim işte...
İnsan bu hesapları yapınca mı kaybediyor sakinliğini acaba?
Peki 23 yıla bu hesapları yapmadan noktayı koyup yeniden başlamak mümkün mü?
Galiba kalbimde derinliklerde bir yerde biliyordum bunu, hissediyordum da yakıştırımıyor, belki de görmemek için çabalıyordum. Belki bu nedenle sakinim.
Belki de zaten o kadar uzun zamandır içimde yalnızım ki artık korkutmuyor beni.
Bir süredir gücüm yoktu zaten, vazgeçmiştim çok şeyden...
Peşinde koşan olmak, hep yetinmek, kabullenmek, ötesi veya öylesi diyememek gerekiyordu. Bunlar tamamdı da yetmemeye başlaması sinyalleri çalmıyor muydu? Daha ne kadar fazla kör, sağır, dilsiz olabilirdim ki? İstemenin sonu yok da verebilmek aynı şekilde mümkün mü?
Nedense başkası değilde kendime yaptığım haksızlıklar üzüyor şimdi beni.

20 Mayıs 2010 - Gayrettepe

2 Mayıs 2010 Pazar

Hafıza oyunu yaptım

Bu çalışma çok komik başladı aslında. Çalıştığım şirketin yüzlerce belki 2 binden fazla kişiyi bir araya topladığı bir gündü, TİM konferans salonunda. Yemek de sandviç verdiler o kadar kişi için kolay olsun diye. Tabi yanında soğuk içecekler vs. Bunlarda bir markanın cam meyvesuyu kapakları idi. Arkadaşlar bana takılıyorlardı. Sana ne çok malzeme çıkar buranın çöpünden diye. Be de tabi dedim ama şişeleri eve götüremeyeceğime göre kapakları alayım dedim. Önce güldüler ama yine de 18-20 kapak topladım. Tabi çöpü karıştırsam belki yüzlerce olurdu ya neyse bu kadarı da yeter.

Eve getirdim ama aylardır evde duruyorlar ve benim aksiyon almamı bekliyorlardı. Geçen gün sprey boya ile bir güzel boyadım kapakları. Alttaki marka bilgileri kayboldu. Bu arada çocukların seveceği meyve ve hayvan figürlerini taradım internetten. Onları renkli bir şekilde 2 kopya olarak basıp, kenarlarını kestim ve çıkardım. Sonra da bu resimleri kapaklara dekopaj tutkalı ile yapıştırdım. Her resimden iki adet kapağa yapıştırdım. Böylece ailemizin miniklerine küçük boy bir hafıza oyunu elde etmiş oldum. Şimdi bir kutu kaplayıp bunları hediye etmeye geldi sıra. Umarım onlarda beğenir.


02.05.2010 - Gayrettepe

Oğlumun duvarındaki top


Merhaba,

Dün kızımın narçiçeği kırmızısı olmak zorundaki mezuniyet kıyafeti nedeni ile hazır olan diğer çalışmalarımı ekleyemedim. Ama bugün sanırım tamamlayabileceğim.

Bu bir top. Oğlumun futbol sevgisi nedeni ile top yapma kararı almıştım. Sonuçta onun odasını süslemek için yapılacaksa onu anlatsın istedim.

Bu çalışmayı daha önce kartpostal kampanyası için yaptığım tekniği (http://naz11-iz.blogspot.com/2010/04/kartlar-simdilik-son.html) kullanarak yaptım. Dergi sayfaları değişik ebatlarda üçgenler şeklinde kesildi. Sonra mikado çubuklarının etrafına sarıldı. Bu arada üçgenlerin yüzeyine yapışkan sürülmüştü. Bir süre bekledikten sonra da çubuklardan çıkarıldı. Özellikle büyük üçgenler kat kat sarıldığı için iyice sertleşiyorlar. Daha sonra onları değişik boylarda keserek daha minik boncuklar elde ettim. Bu arada da açık ve koyu renkler olarak iki ayrı grupta topladım. Aradaki tonları kullanmamaya gayret ettim.

Printerdan aldığım top çiziminin önce kenarlarını kesip çıkardım sonra da üzerine bu minik boncuklarımı yine yapışkan marifetiyle yerleştirdim. Sonuç gördüğünüz gibi. Çocuklar beğendi.

Malesef yeşil kartonum yeterince kalmamış. Bu nedenle çerçeveleyerek duvara asamadım henüz. Ama pazartesi günü kırtasiye açılınca bu iş de tamamlanacak. Artık tüm duvar düzenlemesi tamamlanınca son halini tekrar yayınlarım.


02.05.2010 Gayrettepe

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Oğlumun odasına bir pano

Merhaba,

Güneşli bir bahar sabahı, ama güneşe rağmen ruhumdaki sıkıntının getirdiği tezatlık beni iyice üzüyor.

Üstelik bu aralar minik minik bir dolu iş de yaptım. Onları resimleyip buraya eklemek bile nedense heyecan vermiyor, en azından herzamanki kadar.
Neyse bu gördüğünüz raketlerden , ki eski hallerini resimlemeyi unutmuşum, oğlumun odasına bir pano yaptım. Aslında benzerini kızım için planlamış ama sakladıklarımı kaybedince yapamamıştım. Bu sefer bu kullanılmaya, üstelik sağlam da olmayan raketleri atmayıp hemen işe koyulayım istedim.
Üstelik evde bir sürü ıvır zıvır oyuncak vardı. O kadar evi dağıtıyorlardı ki en azından birazından kurtulayım istedim. Gerçi ayıklamaya gelince oğlum bir dolusunu elimden aldı. Ama işte bunları aldım ve raketlerin üzerine silikon ile yapıştırdım. Sonra da çirkün görünen saplarını kurdele ile sardım. Bir de ayakkabı bağını kullanıp duvara astım. İşte bu kadar. Sonucu çocuklar pek hayal edememişlerdi ama görünce beğendiler.
Odası süslensin isteyen oğlum da mutlu oldu. Bu aralar onun odası için başka şeyler de yapıyorum. Hatta bir tanesi az sonra kırtasiyeye gidip alacağım karton ile tamamlanacak.
Ama öncelikle odası için yaptığım puzzle (http://naz11-iz.blogspot.com/2010/03/ikinci-puzzle-calsmas.html) bir türlü çerçeveye girip duvarda yerini almalı. Sonra diğerleri de ona göre konumlanacaklar.
Şimdilik bu kadar, ama bugün sanırım diğer ufak çalışmalarımı da eklemek fırsatı bulabileceğim.
Ah bir de güzel bir 1 Mayıs olmasını diliyorum, barış içinde. İşçi bayramı kutlu olsun. Patronlar klübünün bir araya gelerek sürekli toplanıp gündemi belirlemeleri değilde işçilerin yılda bir kere bayram havasında toplanmalarından rahatsız olan zihniyeti de ayrıca kınıyorum.
01.05.2010 Gayrettepe