15 Haziran 2009 Pazartesi

Bu insanın kaderi mi acaba? Çevresinde kendini sırtından bıçaklayacak olan Brütüsleri yaratmak. Kalkanlarımızı onlara karşı kullanmadığımız için en yakınımızdakiler en ağır yaralarımızın müsebbibi...
İşyerimde görüyorum şimdi. Daha bir yıl önce yaratılan Brütüsler nasıl sırtından bıçakladılar diktatörü. Oysa yeni varoluş şekilleri ile verimliliğin simgesi idiler onun için. Nasıl olmasındı ki, kendisi şekillendirmişti o organizasyonu, kendi dilediğince... Kafasında net idi herşey. Olabilecekler, olamayacaklar, olması gerekenler...Kendisi paye vememiş miydi onlara. Verdikleri ile yetinmeliydiler diye düşündü sanırım. Ama işte önce bir süredir oturduğu koltuğun altında sallandığını hissetmesinin, şimdi de başı önünde oturmasının nedeni oldular. Arkadan oluşturdukları klikleri ile alaşağı ettiler kendilerini yaratan diktatörü.
Sonuç ne oldu? İstedikleri paye onlara verilecek mi? Yoksa yeni gelen onların klikleşmesinden rahatsız olarak farklı bir şekilde etkisizleştirecek mi onları. Gerçi onlarda kullanıldı ama farkındalar mı bunun? Kalıcı olan, tarihe mal olan kim olacak? Yoksa biz de mi Sezar’ı tanrılaştıracağız bir süre sonra...
Bakıyorum da ne kadar uzağım olanlara.... Ne Sezar ne Brütüs.... Kaybedenlere duyduğum sempatim bile yok, kalmamış, ben böyle değildim. Ama böyle biri yapmışlar beni. İşin kötüsü Roma’dan da vazgeçmişim. Başka bir şey istediğim....Ne ağaca benzer ne de buluta......

15.06.2009 Çayırova

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder